Güneyde bir cennet Mersin

Bu yıl Mayıs ayında gezip görme fırsatı bulduğumuz Mersin ilimizi, tv de bir gezi programında görüp hayran kalmıştık. Mersin’in yaz aylarında çok sıcak bir il olduğunu biliyordum. Gezmek için uygun dönem ilkbahar ve sonbahar olmalı. Gezip görünce Mersin’in daha çok tanıtılması ve daha çok turisti kendine çekmesi gerekiyor diye düşünüyorum.

Biz gezimizi ikiye ayırıp, ilk yarısında Konya’yı gezip, oradan Mersin’e geçmeyi planlamıştık. Mersin’e gece vardık ve ilk bulduğumuz yerde konakladık. Sabah çok güneşli bir güne uyanıp yazın buraya çoktan geldiğini fark edince gezme hevesimiz bir kat daha arttı. İlk olarak bir mağara ile gezimize başladık.

Gilindire Mağrarası (Aynalı Mağara)

Bu mağaranın keşfi çok yeniymiş. Bir çoban tarafından fark edilmiş. Turizm Bakanlığının düzenlemesi ile ziyarete açılan bu mağara benim gezip gördüğüm mağaralar arasında ilk sırayı alır diyebilirim. Tanıtıldıkça görmek isteyenlerin sayısı çok daha fazla olacaktır diye düşünüyorum. Mağarayı gezerken sürekli merdivenlerle aşağıya iniliyor ve bu yolun sonu harika bir manzaraya açılıyor. Burada bir göl sizi karşılıyor. Bu yüzden buraya “Aynalı Mağara” da deniliyormuş.

Aziz Tekla Kilisesi

Silifke ilçesinde yer alan kilise 4 yy. da yapılmış bir yer altı kilisesi. Hıristiyanlığın Anadolu’daki en eski ve en bilinen merkezlerinden biriymiş.

Cennet Cehennem Obrukları

Silifke ilçesinde yer alan bu çöküntüler milyonlarca yıl önce mağara tavanlarının çökmesiyle oluşmuş. Cehennem obruğuna inilebilmişim ancak dağcılık ekipmanlarıyla profesyonel kişilerce yapılabilir. Cam  terasla burayı daha yakından görebiliyorsunuz.Doğrusu korkutucu diyebilirim heyecanlanmamak mümkün değil.

Cennet obruğuna ise merdivenle inilebiliyor. Çıkışlarda ise asansör kullanılabiliyor.Niye inişte kullanılmadığını bilmiyorum. Sanırım ortamı daha iyi görmek için olabilir.

Cennet obruğunun sonundaki mağaraya bir kilise yapılmış. Bu kilise Roma döneminde Hristiyanların ibadetlerini gizlice yapmak için sakladıkları bir kilise.

Astım Mağarası

Cennet Cehennem obruklarının yanında yer alan mağaraya dar bir döner merdivenle iniliyor. Buranın girişinde kafeteryalar bulunuyor. Mola verip manzara eşliğinde bir şeyler yiyip içebilirsiniz.

Kanlı Divane Ören Yeri

Burası Erdemli ilçesinde yer alıyor. Helenistik döneme ait yapıların yer aldığı alan bir obruğuna çevresine kurulmuş. İsminin nereden geldiğini araştırınca “Kanlı Divane” isminin kentin konumlandığı kayalık yapının kırmızı renginden kaynaklanan “Kanlı” kelimesi ile bölgede bir araya gelen Türkmen aşiretlerinin divan toplantılarını burada yapmış olmaları sebebi ile “Divan” kelimesinin birleşmesinden aldığı düşünülüyormuş. Halk arasında ise suçluların obruk içerisine bırakılıp buradaki aslanlara parçalatılıp, etrafın kan revan içerisinde kalmasından dolayı bu adı aldığı söylentiler arasında.

Burada kilise kalıntıları, anıt mezarlar ( Aba’nın Mezarı) ,yerleşim yerleri bulunuyor.

Adam Kayalar

Bu Kaya kabartmaları Kızkalesi ilçesinde yer alıyor. M.S. 2 yy. Roma dönemine ait olabileceği bildirilmiş. Bu kayaları görmek öyle çok da kolay değil. Biz eşimle bir çılgınlık yapıp kanyonun aşağılarına kadar adeta dağcı gibi adım adım inerek riskli bir maceraya atılmıştık. Ancak sonunda bu uğraşa değmişti. Kayalara oyularak yapılan kabartmalar 11 erkek, 4 kadın, 2 çocuk, 1 dağ keçisi ve alınlık üzerinde bir Roma kartalından oluşmaktadır. Çıkışımız inişimizden daha zorlu olsa da başarabilmenin verdiği mutluluk güzel bir anı ve paylaşım olarak hafızalarımıza kazındı.

Kız Kalesi

Bu kale denizin içerisinde yapılmış Mersin’in simgesi olmuş bir kale. Bu kaleye teknelerle gün içinde gidilip gezilebiliyor. Biz tekneyle gidip etrafında keyifli bir gezinti yapabildik, ancak kaleyi gezemedik. Akşam saatleri kapanışa yetişebildik maalesef.

Burası uzun kumsalı ile denize de girilebilecek çok güzel bir manzaraya sahip bir yer. Konaklama seçenekleri de çok fazla. Biz çok memnun kalmıştık.

Atatürk Evi Müzesi

Atatürk ve eşi Latife Hanım 20 Ocak- 2 Şubat 1925 tarihleri arasında Mersin’i ziyaretlerinde on bir gün boyunca bu evde konuk olmuşlar. 1980 yalına kadar farklı sebeplerle kullanılan ev kamulaştırılır müze haline getirilmiş.

Narlıkuyu

Silifke’ye 20 km uzaklıkta sahilde yer alan bir koy. Görmeden geçirmemesi gerekli diye düşünüyorum. Kalıp biraz vakit geçirebilmeyi istedik ancak zamanlamamız müsaade etmemişti. Burada balık ürünleriyle donatılmış bir sofra hiç fena olmazdı.

Narlıkuyu Mozaik Müzesi

Buraya gelip de Türkiye’nin en küçük müzesini görmeden gitmek hata olurdu. Buraya geldiğinizde küçük bir grubu içeriye bir rehber eşliğinde alınıyorsunuz. Çok hoş bir anlatımla buranın nasıl bulunduğu ve “Üç Güzeller Mozaği” nin ne anlattığını dinleyip, fotoğraf çekilebiliyorsunuz.

Tarsus

Eshab-I Kehf Yedi Uyurlar Mağarası

Kuran-ı Kerim'de Kehf Suresi'nde sözü edilen bu mağara Müslüman ve Hıristiyanlarca kutsal sayılıyor. Mağaraya 15-20 merdivenle iniliyor. Bu mağara ile ilgili pek çok hikaye anlatılagelmiş.

Eshab-ı Kehf Mağarası'nın yanına Osmanlı Padişahı Abdulaziz tarafından yaptırılan bir mescit bulunuyor.

Kleopatra Kapısı

Tarsus ilçesinde merkezde Mersin caddesinde bulunan bu kapı şehir giriş kapısıdır. Deniz kapısı olarak da adlandırılıyor.

Mersin denilince pek çok kişinin aklına lezzetli yemekler geliyordur. Biz de bu lezzetlerin tadına tabii ki bakabildik.

Tantuni için Mersin merkezde pek çok seçenek mevcut. Mersinlilerin sıcakkanlı insanlar olduklarını söylemek isterim. Tantuniyi farklı şekillerde sunuyorlar. Yediğimiz her iki şeklini de çok beğenmiştik.

Sıkma bir çeşit gözleme diyebilirim. Farklı içerikli çeşitlerinin hepsini beğenmiştik.

Kerebiç bir çeşit irmikle yapılan tatlı. Yanındaki köpükle yenilince lezzeti katlanarak artıyor.

Cezerye yine Mersine özgü bir çeşit tatlı. Havuçla yapılıyor. Fıstıklı veya cevizli çeşitlerini tercih edebilirsiniz.

Cezerye yine Mersine özgü bir çeşit tatlı. Havuçla yapılıyor. Fıstıklı veya cevizli çeşitlerini tercih edebilirsiniz.

Mersin de daha gezilecek pek çok tarihi ve doğal güzellikte yer olduğunu gezimiz sırasında öğrendik. Ancak kısa zamanda bu kadar yer gezebilmek de iyi diye düşünüyorum. Gitmek isteyenlere tavsiyem imkanları varsa gezi sürelerini biraz daha uzatmaları.